2025 yılı da bizi terk etmeye hazırlanıyor. Bu yılın bitmesiyle birlikte 21. yüzyılın ilk çeyreği de geride kalmış olacak.
Bitmekte olan yılın ortalarında en büyük endişe ABD Başkanı Donald Trump’ın atari oynar gibi ortalığa saldığı gümrük vergileriydi.
7 Ağustos’tan itibaren düzinelerce ülkeye gümrük vergisi uygulayarak güçlü bir korumacı tutum sergileyeceğinin işaretlerini vermeye başladı.
Dünyanın en büyük ekonomisinin bu tavrı bütün dünya için korkutucu bir belirsizlik taşıyordu. Üstelik bu gümrük şoku, COVID-19 salgını ve Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşın ardından geliyordu.
Amerika Birleşik Devletleri’nden ithalat yapanlar veya ABD’ye mal ihraç edenler için gümrük vergileri, bazen KDV veya kurumlar vergisinden daha yüksek olan bir vergiye dönüştü.
Şirketler giderek daha karmaşık tedarik zincirleri oluşturmaya zorlandı, çelik ve otomotiv gibi sektörlerde gümrük vergileri bir numaralı vergi sorunu oldu.
***
Ancak daha da vahim olanı dünya ticaretinin geleceğiydi.
Çünkü “her üye ülkenin diğer üyelere kayırmacılık yapmadan aynı gümrük vergilerini uygulaması,” Dünya Ticaret Örgütü’nün temel ilkesi, hatta varlık nedeniydi. Bu sayede 1980 sonrasında dünya ticareti 5 kat artmıştı.
Şimdilerde ise Trump dünya ticaretinin serbestleşerek büyümesini baltalamayı seçiyor, DTÖ kurallarının aksine en güçlünün hukuku işlesin istiyordu.
Trump sık sık korumacılığın ve yüksek gümrük vergilerinin “Amerika Birleşik Devletleri’ni yeniden büyük ve zengin kıldığını” söylüyordu. Bununla da yetinmiyor korumacı politikaları dünyaya dayatmak peşinde koşuyordu.
***
Ağustos ayında başlayan bu saldırının küresel ticaret üzerindeki etkilerinin ne olacağı sorusu ise endişe yaratıyor ve birçok yeni soruya yol açıyordu:
1- Dünyanın geri kalanı, Amerika Birleşik Devletleri’ne olan bağımlılığını nasıl sınırlayacaktı?
2- Amerika Birleşik Devletleri küresel ekonomiden çekilirse dolar uluslararası para birimi olmaya devam edebilecek miydi? 2025’in başından bu yana Amerikan doları değerinin %10’unu kaybetmişti, ancak başka hiçbir para birimi de ABD Dolarının yerini alamıyordu.
3- Korumacılık dünyanın geri kalanına yayılacak mıydı?
***
Trump’ın korumacılık girişiminin, onun zannettiği kadar kolay olmayacağı görülüyor şimdi.
Örneğin, birçok ülke kendi aralarında ticaret anlaşmalarını çoğaltıyor. Hindistan, Yeni Zelanda ve AB ile müzakereleri yeniden başlatırken, dünyanın en hızlı büyüyen 12 ekonomisini (Meksika ve Vietnam dahil) bir araya getiren Trans-Pasifik Ortaklığı, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği ve AB ile görüşmelere başladı.
“Gelişmekte olan ülkelerin küresel ekonomi sahnesinde kilit oyuncular haline geldiğini” söyleyen Uluslararası Para Fonu (IMF) Baş Ekonomisti Pierre-Olivier Gourinchas’ya göre “gelişmiş ekonomiler giderek daha fazla kendi içlerine çekilirken, gelişmekte olan piyasalar küresel ekonominin parçalanmasıyla ortaya çıkan imkanları son derece kendi lehlerine kullanabiliyor.”
Nitekim aynı politikayı benimseyen ülkeler arasındaki daha güçlü anlaşmalarla, pazarlar ile üretim tesisleri arasındaki yakınlaşmalarla ile ekonomik bölgeselleşme de hız kazanıyor.
Uluslararası işbölümlerinden elde edebilecekleri tüm faydaları fark etmiş, son derece çevik çokuluslu şirketler ve devletler var.
***
Birkaç gün evvel OECD’nin yayınladığı bir rapor da bu tespitlerin doğruluğunu kanıtladı.
Rapor, küresel ekonominin Trump’ın tarifelerine karşı dayanıklı olduğunu gösteriyor.
OECD, küresel büyümenin 2025 yılında %3,2’ye ulaşacağını tahmin ediyor; bu, Haziran ayındaki tahminlerden biraz daha iyi. OECD, Haziran ayında %2,9’luk bir artış öngörmüştü.
ABD ticareti yavaşlatırken, diğer bölgelerde, özellikle Asya’da ticaret hız kazandı.
OECD ekonomistleri, “Küresel büyümeyi şaşırtıcı derecede güçlü” buluyor.
Ve bu “şaşırtıcı” durumu,
“- Yeni ABD vergilerinin uygulanmasından hemen önce ihracattaki artışa,
– Yapay zekaya yapılan yatırımın artmasına,
– Mali teşvik politikalarına ve düşük faiz oranları sayesinde iyileşen finansman koşullarına” bağlıyor.
Tüm bu faktörlerin, küresel ekonominin Donald Trump’ın korumacı politikalarının olumsuz etkilerine karşı koyabilmesini sağladığına inanıyorlar.
***
Rapora göre küresel ticaret çökmek yerine hızla yeniden yapılandı.
Amerika Birleşik Devletleri ile dünyanın geri kalanı arasındaki mal ve hizmet ticareti ikinci çeyrekten itibaren düşüşe geçti ama bu düşüş Güneydoğu Asya ülkeleri ve Hindistan’ın dinamizmi tarafından telafi edildi.
Hatta 2026 ve 2027 yıllarında küresel ticaretin büyümesinin, Güneydoğu Asya ülkeleri tarafından yönlendirilmesi bekleniyor.
***
Buna karşın ABD ekonomisi keskin bir şekilde yavaşlıyor. Büyümenin 2024’teki %2,8’den 2025’te %2’ye düşmesi bunun açık kanıtı.
2026’da da bu gerilemenin sürmesi ve büyümenin yüzde 1,7’ye düşmesi bekleniyor. Bu yavaşlama, gümrük vergilerindeki artıştan kaynaklanıyor.
Büyüme düşerken enflasyon da yukarı doğru kıpırdıyor.
Joe Biden’ın başkanlığının son yıllarında yavaşlayan ABD enflasyonunun, 2024’teki %2,6’dan 2025’te %2,7’ye ve 2026’da da %3’e yükselmesi bekleniyor.
***
Neticede, Trump’ın gümrük vergilerini artırarak korumacılığı bütün dünyaya yayma çabasına karşı, küreselleşmenin kırılamadığı görülüyor.

