Türkiye’nin son yıllarda karşı karşıya kaldığı kırılganlıklar-jeopolitik baskılar, bölgesel istikrarsızlıklar, enerji bağımlılığı, finansal oynaklık ve toplumsal kutuplaşma ülkeyi klasik “Batı eksenli” ve “Doğu eksenli” politikaların ötesine geçen bağımsız bir stratejik hatta yöneltme ihtiyacını gün yüzüne çıkardı.
Bu nedenle, “Türkiye İçin Üçüncü Yol” yalnızca bana göre zorunlu bir dış politika tercihi değil; ekonomiden demokrasiye, teknolojiden güvenliğe kadar bütüncül bir dönüşüm programıdır.
Aşağıdaki yol haritası, Türkiye’nin kendi kulvarını açmasını sağlayacak somut önerileri üç ana başlıkta topluyor.
I. EKONOMİK REFORMLAR: ÜRETEN, ÇEŞİTLİLİĞİ ARTIRAN VE ŞOKLARA DAYANIKLI BİR MODEL
1. Üretim ve Yatırım Stratejisini Yeniden Tasarlamak;
Türkiye, 1990’lardan beri sürdürdüğü montaj-yoğun, ithalata bağımlı sanayi modelinden çıkmalı.
Yüksek katma değerli sektörlere (savunma, biyoteknoloji, yenilenebilir enerji ekipmanları, yazılım, çip tasarımı, ileri tarım teknikleri) odaklanmalı.
Yatırımı tanımlarken klasik “OSB kur-teşvik ver” mantığından çıkıp stratejik kümelenme bölgeleri oluşturmalı (ör. Çukurova tarım teknolojileri, Konya elektrikli mobilite, Eskişehir kompozit malzeme, İzmir biyoteknoloji).
2. Finansal Dayanıklılığı Kalıcı Hale Getirmek;
Kur, faiz ve enflasyon sarmalından çıkmak için orta vadede öngörülebilirlik ve kurala bağlılık temel şart.
Kamu borçlanmasını kısa vadeden orta/uzun vadeye kaydırarak kırılganlık azaltılmalı.
Türk Lirası’nın itibarı için Merkez Bankası’nın operasyonel bağımsızlığı anayasal güvenceye yaklaştırılmalı.
3. Enerji ve Kaynak Bağımlılığını Azaltan Yeni Bir Hamle;
Doğu-Batı arasında enerji köprüsü konumunu güçlendiren ve çeşitlendiren bir strateji:
Körfez ülkeleri ile uzun vadeli doğrudan enerji yatırımı ortaklıkları,
Karadeniz’de doğal gaz keşiflerini hızlandıran teknoloji transfer anlaşmaları,
YEKA projelerinde %60 yerli katkı hedefi.
Türkiye’nin nükleer yatırımlarını çeşitlendirmesi:
(Akkuyu tek başına yeterli değil) Sinop ve Trakya projeleri çok taraflı konsorsiyumla yürütülmeli (Japonya, Güney Kore, Fransa, Çin dengelemesi).
4. Tarım ve Gıda Güvenliğinde Atılım;
Kapasite artırmanın ötesine geçip modernizasyon şart:
Akıllı sulama, sensör tabanlı üretim, tohum ve gübrede yerli inovasyon,
Tarla ölçeğini büyüten işletme birleştirme modelleri,
Ürün borsalarının güçlendirilmesi; üretici fiyat dalgalanmalarına karşı koruma.
II. SİYASİ ve YÖNETİŞİM REFORMLARI: GÜÇLÜ DEVLET, KAPSAYICI SİYASET
Üçüncü Yol, bir rejim tartışması değildir; devlet kapasitesini artırma ve siyasal meşruiyeti güçlendirme projesidir.
1. Kurumsal Devleti Güçlendirmek;
Her iktidarın kendi kurallarını üretmesini engelleyen, kurala bağlı yönetişim çerçevesi.
Kamu yönetiminde liyakati garanti altına alacak merkezi bir “Kamu Personel Kalite ve Etik Kurulu”.
Denetleme kurumlarının (Sayıştay, BDDK, RTÜK, Rekabet Kurumu) karar alma bağımsızlığı güçlendirilmeli.
2. Toplumsal Kutuplaşmayı Aşan Siyaset Dili;
Üçüncü Yol, “iki kutuplu” Türkiye siyasetinin kilidini açacak yeni bir yaklaşım sunmalı:
Kimlik siyasetinin tansiyonunu düşüren,
Ortak hikâye ve gelecek vizyonunu öne çıkaran,
Siyasi tartışmaları “kim haklı”dan “hangi çözüm daha iyi”ye taşıyan bir üslup.
3. Kalkınma Odaklı Demokratik İyileşme;
Ekonomik büyümenin sürdürülebilir olması, yatırım ve ticarette Türkiye’nin güven tesis etmesi için:
Yargıda yapısal verimlilik reformu,
Keyfi uygulamaların önünü kesen düzenlemeler,
Temel hak ve özgürlüklerde öngörülebilir, istikrarlı mevzuat çerçevesi.
Bu yaklaşım, Batı’nın “denetim demokrasi modeli” ile Doğu’nun “ekonomik kalkınma öncelikli, düşük hesap verebilirlik modelinin” ortasında Türkiye’ye özgü hibrit bir yönetişim yaklaşımıdır.
III. DIŞ POLİTİKA VE GÜVENLİK: ÇOK AYAĞA DAYANAN, BAĞIMSIZ VE DENKLEMLER KURAN TÜRKİYE
Üçüncü Yol’un dış politikası, tek bir eksene yaslanmayan, farklı güçler arasında denge kurarak kendi etki alanını genişleten bir çizgidir.
1. ABD-AB ile “Koşullu İşbirliği”
Tam bağımlı bir Batı ekseni değil; ortak çıkar temelinde işleyen alanlar:
Savunma sanayii tedarikinde ortak üretim (F-16 değil, yeni nesil platformlar için teknoloji ortaklığı),
Gümrük Birliği’nin modernizasyonu ama karşılıklı takvimli yükümlülüklerle,
Dijital vergilendirme, veri güvenliği, “fintech” alanında eşgüdüm.
2. Rusya ve Çin ile Dengeli Stratejik Ortaklıklar
Ne bağımlılık ne kopuş.
Enerji, ticaret, savunma ve teknoloji alanlarında çok taraflı anlaşmalar:
“Bir ülkeye bağımlı tek sözleşme” yerine çoklu kaynak-çoklu kanal politikası.
Türkiye’yi Rusya-Çin eksenine mahkûm etmeyecek, fakat stratejik esneklik sağlayacak ortaklıklar.
3. Orta Doğu ve Körfez ile Uzun Vadeli Blok İnşası
Körfez fonları ile Türkiye’nin sanayi dönüşümünü birleştiren stratejik yatırım ortaklıkları.
Irak, Katar ve BAE ile enerji-su-lojistik entegrasyon projeleri.
Mısır ve Suudi Arabistan ile gıda güvenliği ve savunma sanayi ortak üretim hatları.
4. Türk Dünyası ve Orta Asya’da “Yumuşak Güç + Ticaret + Savunma” üçlemesi
TDT’nin teknik kurumlarının güçlendirilmesi (standartlar, eğitim, teknoloji).
Orta Asya’da rekabetçi konuma geçmek için:
Ulaştırma koridorlarının çeşitlendirilmesi (Zengezur/Orta Koridor),
Türk savunma sanayiinin ortak üretim üsleri,
Finans ve bankacılık entegrasyonu.
5. Afrika’da Yeni Nesil Diplomasi
Klasik “müteahhitlik-büyükelçilik” ilişkisi ötesinde:
Tarım, sağlık, eğitim, fintech ve savunma alanlarında çok katmanlı ilişki ağı,
Türkiye’nin Afrika Kalkınma Platformu gibi çatı girişimler geliştirmesi.
Sonuç: Üçüncü Yol, Türkiye’nin Kendi Hikâyesini Yeniden Yazma Fırsatıdır
Bu yol haritası, Türkiye’nin bir bloktan kopup diğerine eklemlenmesini değil;
kendi ağırlık merkezini oluşturarak her iki güç havzası ile de koşullara göre işleyen, dengeli ve öngörülebilir bir ilişki kurmasını hedefliyor.
Bu model;
-Ekonomide yeniden üretimi ve çeşitliliği,
-Siyasette kapsayıcı ve kurumsal devleti,
-Dış politikada bağımsız, çok eksenli Türkiye’yi
bir araya getiren üçüncü bir stratejik kulvar sunuyor.
Türkiye, bu adımlarla yalnızca “denge politikası” izleyen bir ülke değil; dengeyi kuran, ilişkileri tasarlayan, bölgesinin yön verici aktörü haline gelebilir. Ne derler, önce hayal etmek lazım!

