Öncelikle yaşarken tanık olduğumuz tarihsel bir gelişmenin altını çizmemiz gerekiyor.
Teknolojik inovasyon için “olmazsa olmaz” çipleri üreten Kaliforniya merkezli Nvidia Şirketi, 29 Ekim Çarşamba günü hisseleri %2,99 artışla 207,16 dolara yükselince 5 trilyon dolarlık piyasa değerini aşan ilk şirket oldu.
Dört ay önce temmuz ayında 4 trilyonluk piyasa değerini aşan ilk şirket de gene Nvidia olmuştu.
Bu ne demek?
Nvidia artık ana rakibi AMD‘den on kat daha değerli demek.
Ve Amerikan borsa endeksi olan S&P 500’ün %8’ini temsil ediyor demek.
Ve çok daha önemlisi:
Artık bu sektör, sanayi veya tüketim malları gibi tüm sektörlerden daha değerli.
Karşımızda artık yeni bir gerçeklik var ve bu gerçeklik “yeni bir ekonomi anlayışının” gerekliliğini de ortaya koyuyor.
***
Nvidia, yapay zekâ devriminin temel taşı. Bunun da ötesinde, onsuz artık hiçbir şeyin mümkün olmadığı bir şirket olarak kabul ediliyor.
Grup, dünya çapında satılan çiplerin %70’ini oluşturuyor ve yıllık 72 milyar dolar net kâr elde ediyor.
Kalitesi dünya çapında rakipsiz olan bu mikroişlemciler, arabalardan akıllı telefonlara ve hatta bulut bilişimi destekleyen sunuculara kadar her yerde kullanılıyor.
Ayrıca, yapay zekanın temeli olan derin öğrenme işlemleri için de “olmazsa olmaz”ı oluşturuyor.
***
Nvidia, olağanüstü bir büyüme yaşayan tek teknoloji şirketi değil.
Apple‘ın değeri, iPhone 17’nin başarılı lansmanının ardından 4 trilyon doları aştı.
Microsoft geçen ay sonu olumlu üçüncü çeyrek sonuçlarını açıkladı. Şirket, öncelikle dörtte birine sahip olduğu OpenAI‘daki yatırımlarından çok olumlu etkileniyor.
MetaTrader ve Google‘ın ana şirketi Alphabet de rekor net kârlar açıkladı.
Belli ki “bilgi çağı” hükmünü icraya devam ediyor.
***
Bir devrin ölmesini, yeni bir devrin de sahne almasını izliyoruz.
Geçiş dönemi türbülansları da en çok Bilgi Çağı’nın simge ülkesi olan ABD’de görülüyor.
ABD Merkez Bankası (Fed), 29 Ekim Çarşamba günü temel faiz oranlarını çeyrek puan daha indirdi. Faiz oranları şu anda %3,75 ile %4 arasında seyrediyor. Bu, son üç yılın en düşük seviyesi.
Bu arada ciddi bir gelişme de Merkez Bankası başkanlarının ekonomiyi frenlemeyi amaçlayan “niceliksel sıkılaştırma” stratejisine son vereceklerini duyurmaları oldu.
Bu karar Fed’in, Ekim ayında enflasyon %3 ile yüksek seyretmeye devam etse de son birkaç aydır ABD işgücü piyasasındaki yavaşlamaya odaklandığını gösteriyor.
ABD Merkez Başkanı Powell, kurumun sıkıntılı durumunu “İstihdam ve enflasyon hedeflerimiz arasındaki bu gergin dönemde risksiz bir politika yolu yok“ diye açıkladı.
Borçlanma maliyetini düşürerek faiz oranlarını düşürmek, ekonomiyi canlandırmaya ve istihdamı artırmaya yardımcı olur.
Ancak risk, fiyatları yukarı çekebilmesidir.
***
Fed‘in ek istatistikleri, iş gücü piyasasındaki yavaşlamanın devam ettiğini ortaya koyuyor. Dahası, ülkedeki büyük işverenler (Amazon, UPS vb.) son günlerde idari personellerinde kapsamlı işten çıkarmalar yapıldığını duyurdu.
Bu hamleler, kısmen Covid-19 sonrası dönemdeki büyük ölçekli işe alımların bir düzeltmesi niteliğinde.
Ancak aynı zamanda, yapay zekanın (YZ) işletmelerde yaygınlaşmasının etkilerinin de habercisi gibi görünüyor.
***
İstihdamı etkileyenin “pandemi sonrası” gelişmeler mi yoksa ekonomideki egemenliğini gittikçe daha fazla hissettiren yapay zekâ mı, bu çok net bilinemiyor.
Ancak belirsizlik bununla bitmiyor.
Örneğin Powell, bir sonraki toplantının sonucuna dair şüphelerini dile getirerek, başka bir faiz indiriminin “kesin bir sonuç olmaktan çok uzak“ olduğunu belirtti.
***
Bu ihtiyat ve belirsizlik, “ekonomik uyumsuzluk dönemi” olarak niteleniyor. Yeni bir üretim biçimi var ve bu yeni gerçekliğe “eski ekonomi” anlayışıyla çözüm aranırken herkes zorlanıyor.
Nitekim, Powell’ın başkanlığını yaptığı Federal Açık Piyasa Komitesi‘nin on iki üyesinin “çok farklı görüşlere“ sahip olduğu söyleniyor.
Bu, analizlerde ciddi bir farklılaşma olduğunu gösteriyor. Birkaç ay içinde ikinci kez, iki üye farklı görüşler dile getirdi.
Bu görüş ayrılıklarını “siyasi” olarak yorumlamak da mümkün tabii.
Ancak bu görüş ayrılıklarının, “eski ekonomi-yeni ekonomi” anlayışları arasındaki farklılıklardan kaynaklandığını gösteren önemli bir tespit var:
Bir yandan, temel göstergeler (enflasyon, istihdam, gayri safi yurtiçi hasıla) Powell‘ın ifadesiyle ekonominin “ılımlı” bir hızda büyüdüğünü gösteriyor.
Ama…
Diğer yandan, yapay zekâ sektörüne yapılan büyük yatırımların etkisiyle Wall Street rekorlar kırıyor.
“Bu ani yükseliş, tahminlerin de gösterdiği gibi 2026 gibi erken bir tarihte büyümenin artmasına mı yol açacak yoksa sektörde önümüzdeki aylarda keskin bir düzeltmeye yol açacak bir aşırı değerlenme mi var?” sorusuna neden oluyor.
Fed henüz buna karar veremedi ve tüm seçenekleri açık tutmak istiyor.
İçinde bulundukları ruh halini Powell, “Sis içinde yol alırken yavaşlarsınız” diye özetliyor.
Ama yol sisli olsa da yeni adres belli…
Çağ derinden değişiyor ve sosyal bilim olan ekonomiyi de yeniden inşa ediyor.
Yoksa çip üretimi tüm ekonomiyi hızla sollamazdı.

