Günlük gündemlerin peşine düşmek yerine, olup biteni bir bütün olarak anlamaya çalışınca karşınıza kaotik karmaşasıyla 21. Yüzyıl çıkıyor.
2. Dünya Savaşı ertesinde kurulan dünya düzeninin paramparça olduğu, yerkürenin yeni bir paylaşım savaşı içinde yaşadığı artık genel kabul görüyor.
İnsanoğlu her derin değişim dönemini içeren yeni çağda benzeri şeyler yaşadı… Şimdi de yaşıyor.
***
Gene sıklıkla tekrarlanan, yüzyılın esas cenginin ABD ile Çin arasında olacağı iddiası…. 21. Yüzyılın hegemonik patronu kim olacak? ABD mi, Çin mi?
Bu soru ne kadar doğru ya da isabetli, bunu anlamak için galiba ilk bakılması gereken bu iki ülkenin yıllık üretim kapasitesi… ABD yaklaşık 30 trilyon dolarla dünyanın en çok üreten ülkesi… Çin ise 19 trilyon dolarla ikinci sırada.
Doğu yükselirken Batı’nın durakladığı ya da gerilediği doğru ama şimdilik Çin, ABD üretiminin yarısını ancak geçmiş gözükmekte.
Aradaki fark bu yüzyılda kapanır mı yoksa ABD Çin’in gücünü biraz da bilerek mi abartmakta? Bu soruya farklı cevaplar veriliyor.
***
Bu tartışmaları izlerken The New York Times’da Çin’deki robotlarla ilgili bir yazıya rastladım… Bir başka yarışa dikkati çekiyordu… Çin, yıllık üretimde ABD’nin gerisinde ama “robot yarışında” açık ara önde gidiyor.
Çin’de “Dünyanın Geri Kalanından Daha Fazla Robot Çalıştığı”, fabrikalarında daha fazla robot kullanmak için Çin’in bir kampanya başlattığı, imalat sanayini dönüştürdüğü ve baskın üretici haline geldiği vurgulanıyordu.
Anlatılanlar, çağın “teknoloji şövalyeleri” açısından Çin’in arayı açtığının resmi gibiydi… Çin, fabrika robotlarını diğer tüm ülkelerden çok daha hızlı üretiyor ve kuruyor.
Peki bugünlerde tam bir küresel patrona dönen ve öyle davranan ABD nerede? ABD ancak üçüncü sırada yer alıyor.
Çin fabrikalarında ABD’dekinden beş kat daha fazla robot çalışıyor. Tabii bu durum Çin’in imalat sektöründeki küresel hakimiyet rolünü güçlendiriyor.
***
Kâr amacı gütmeyen bir ticaret grubu olan Uluslararası Robotik Federasyonu‘nun geçen hafta yayınladığı bir rapor var.
Geçen yıl Çin fabrikalarında iki milyondan fazla robot çalışıyormuş.
Rapora göre, Çin’deki fabrikalar 2024 yılında yaklaşık 300.000 yeni robot “istihdam” etmiş… Bu sayı, dünyanın geri kalanının toplamından daha fazla.
Amerikan fabrikalarında yeni “işe alınan” robot sayısı ise ancak 34.000 olmuş.
***
Fabrikalarında giderek daha fazla robot kullanan Çin’in bir diğer avantajı ise robot üretiminde daha iyi hale gelmiş olması.
Çin, son on yılda fabrikalarında daha fazla robot kullanmak, önemli bir robot üreticisi olmak ve sektörü yapay zekâalanındaki gelişmelerle birleştirmek için geniş çaplı bir kampanya başlattı.
Hükümet Çinli şirketleri robotik ve yarı iletkenler ve yapay zekâ gibi diğer ileri teknolojilerde lider olmaya teşvik ediyor… Bu hedef için kamu sermayesini ve siyasi direktifleri araç olarak kullanıyor.
2021 yılında hükümet, robotların yaygınlaştırılması için ayrıntılı bir ulusal strateji yayınladı. Sanayiciler, devlet kontrolündeki bankalardan düşük faiz oranlarıyla neredeyse sınırsız kredi alma imkânının yanı sıra yabancı rakipleri satın alma konusunda finansal yardım ve doğrudan devlet parası enjeksiyonları elde etti.
Çin’in fabrika otomasyonuna yönelik çabaları, robot kullanımında dünyanın üretim devi konumuna ulaşmasında da önemli bir rol oynadı.
***
Pekin, 2015 yılında daha az gelişmiş mamul ithal etmeyi hedefleyen “Made in China 2025” kampanyası kapsamında, Çin’in robotik alanında küresel rekabet gücüne kavuşmasını en önemli önceliklerinden biri haline getirdi.
Buna karşılık, fabrika robotu kullanan en büyük dört ülkenin (Japonya, ABD, Güney Kore ve Almanya) tamamında robot kurulumları bir önceki yıla kıyasla düşüş gösterdi. Bir zamanlar dünyanın en büyük ikinci ekonomik gücü olan Japonya’da ancak 44.000 robot kurulabildi.
Robotik Federasyonu Genel Sekreteri Susanne Bieller bu başarıyı stratejiye bağlıyor:
“Bu stratejinin ne kadar işe yaradığını görebilirsiniz; stratejisi olmayan bir ülke her zaman dezavantajlı durumdadır.”
Federasyona göre, Çin’in dünya robot üretimindeki payı 2023’te dörtte bir iken, bu oran geçen yıl küresel arzın üçte birine yükseldi.
Daha önce lider olan Japonya’nın dünya pazarındaki payı ise bir önceki yılki yüzde 38’den yüzde 29’a düştü.
Çin, geçen yıla kadar fabrikalarına yerli üretim robotlardan daha fazla ithal robot yerleştiriyordu. Ancak geçen yıl Çin’de kurulan robotların neredeyse beşte üçü de Çin’de üretildi.
***
21. Yüzyılın karakteristik özellikleri gittikçe belirip yerli yerine oturmakta:
Robotlar… Yapay zekâ… Yarı iletkenler.
ABD ile Çin üretim ve kalite konusunda nefes nefese yarışır gibi…
Dünyayı bu gözlüklerle izlerken Türkiye’ye rastlamak ne yazık ki pek mümkün olmuyor.
Türkiye sanki bambaşka bir yüzyılda yaşıyor.